
Benlikler, Saboteler ve İş Hayatına Yansımaları
İnsan kendi kendine engeller koyarak, hayatını ya da çalıştığı kurumu sabote edebilir mi?
Örneğin; Her pazartesi diyete başlayacağına dair verdiği sözü, pazartesi öğleye kadar sürdürüp ofiste ikram edilen o tatlıya hayır diyemeyip ilk lokmada yaşanılan hüsran ve çaresizlik içinde oldunuz mu hiç?
Ya da vizelerde aldığı düşük notu finallerde telafi etmeye dair verdiği kararı final sabahında kendine tekrar hatırlatan öğrenci ile aynı duyguları paylaştınız mı?
Veyahut; önemli bir toplantıda yapacağınız sunumda, kızarmadan, nefesiniz kesilmeden sunabilmek için kendinizi şartlamış olduğunuz oldu mu?
Tüm potansiyelinize yetkinliğinize ve altyapınıza rağmen, sesinizin yine de titremeye başladığını, yöneticinize bilginizi ispat yükümlülüğü altında ezildiğinizi, önceki sunumda yaptığım hataları yapmayacağım demenize rağmen yapamadığımızı ve yine performans kaygısı ile dilinizin damağınıza yapıştığı oldu mu?
Bu tür soruları ve örnekleri artırmak mümkün elbette.
Kendi kendini sabotajı sunum örneğinden yola çıkarak şöyle somutlaştırabiliriz.
İş arkadaşları tarafından sevilen, alanında yetkin görülüp değerli kabul edilen bir çalışanın yüksek performans kaygısı ile yeni yönetim kurulana yapacağı bir sunum öncesinde, çok iyi anlatmalıyım, eksik bir şey kalırsa ya da hata yaparsam bu kariyerim ve imajım için hiç iyi olmaz baskısı ile sunuma başladığında tıkandığımız, terlediğimiz, sesimizin titreyip, yutkunduğumuzu düşünmekle muhtemelen karşılaşanlar olmuştur.
Sunum sırasında, kendi kendimize şimdi bir soru gelirse hemen cevap vermeliyim, eksik bir şey söylersem yeni işe alınan x kişiyi terfi ettirirler diye düşünürken başka bir komut verdiğimiz şekilde, içimizden başka bir ses de hadi yüzün gülsün, özgüvenli dur diye kendimize telkinlerde bulunmuş ama tüm bunlar sonuçsuz kalmış, yine de donakalmış olabiliriz.
Benlik Çeşitleri
Tam da burada iki benlik tipinden bahsetmek faydalı olabilir. İlki Benlik 1 olarak adlandırdığımız, benlik tipidir. Yaşadığımız durumlardaki iç diyaloglarımızda direk emir veren ve eleştiren [1] benlik olarak açıklayabiliriz bu benliği.
Benlik 2 ise kişinin ta kendisidir. Doğuştan sahip olduğumuz potansiyelimizle öğrenme ve gelişme becerilerimizdir. Henüz küçük bir çocukken sahip olduğumuz benliğimizdir.
Karşılaştığımız durumlarda iç seslerimizle karar veririz. Biri eleştiri ve emir verdiğinde (Benlik 1), diğeri daha net ve kişiliğimize uygun kararlarımızı uygulamamıza ışık tutan, çözümsel bakış açısına ulaşmamıza yardım eden (Benlik 2) benliğimizdir.
Ve sonuçta, hangisini dinlediğimize göre şekillenir kendimizi sabote edip etmeyeceğimiz.
İlginizi çekebilir (Stres Yönetimi Eğitimi)
Sunum örneğine devam edecek olursak, Benlik 1’e göre
Düzgün konuş, aman terleme, bak yine dilin sürçtü gibi emir ve eleştirilerle iç sesimiz konuşurken,
Benlik 2’ye göre ise performans kaygısından sıyrılarak gelen soruyu yönlendiren kişinin sorusunu anlamak, sunum sırasında sunumu ilginç hale nasıl getirebilirim, teknik desteği aldığım arkadaşımla şu şu konuları nasıl etkin hale getirebilirim, sunuma hazırlanırken kendimi en konforlu hale nasıl getirebilirim gibi birçok süreç odaklı çalışmaları ve yöntemleri kişiye sormuş olur.
Bu durumda hangi benliğe daha çok güvenebiliriz sizce?
Direksiyonu sağa kırdıktan sonra araba neden sola gitmedi diye şaşırmak ve hatta kızmaktan farksızdır Benlik 1’in yaklaşımı. Bu yaklaşıma göre kendimize yüklenmek ne kadar akıllıca olur dersiniz?
Yani Benlik 1 talepler, emirler verirken eleştiriyor ama eleştiriyi kendine yöneltmiyordur. Yalnızca Benlik 1’e göre hareket etmenin sonucunda da kendini sabote etme kısır döngüsü devam ediyordur.
Bireysel ve kurumsal hayatta Benlik 2 becerilerinin işgücüne dahil edilmesiyle hem çalışanlar hem de kurumlar çok şey kazanabilir.
İlginizi çekebilir (Kurum Kültürünün Oluşturulması ve İş Etiği Eğitimi)
Performans Formülü Nedir?
Bu sayede yetenekler fark edilirken, şirket kültürünün benimsendiği çok çeşitli yeteneklere Benlik 1 ‘in müdahale etmesine engel olunabilir.
Formül şu şekilde oluşturulabilir. [2]
P = p-e
Performans = potansiyel – engeller
Aktivitelerdeki performans (P), topa vurmaktan, iş dünyasındaki kompleks bir problemi çözmeye kadar olan her şey, bireyin performansı, bireyin potansiyeline (p) eşittir, tabii engel (e) faktörünü çıkardıktan sonra.
Hatırlamamız gereken şey, performans çok nadir olarak potansiyele eşittir.
Performansımızı etkileyen esas konu potansiyelimizin üzerindeki engeller ise, bu engeli kendimiz mi oluşturuyoruz sorusunu sormak faydalı olabilir.
Sunum konusunda beni engelleyen hiçbir sorunu yaşamadığını düşündüğüm arkadaşımı kıskandığımı açıkça fark ettiğimi varsayalım. Burada rahatsız olduğum alanı açıkça fark ettiğimde “Bunu gören kim?” “Bu içsel rahatsızlığın farkına varan kim?” diye sorun. Bu soruları sormak her problemimizin çözümüdür ve Benlik 2’yle olan bağlantımıza yaklaşma yolunda bir adımdır.
Problemin içinizde sizi nasıl etkilediğini anlamadığınız sürece hiçbir şeyi çözemezsiniz. [3]
İlginizi çekebilir (Problem Çözme Teknikleri Eğitimi)
[1] W. Timothy Gallwey, İş Hayatında Zihin Oyunları, Sola Unitas Yay., İstanbul 2020.
[2] W. Timothy Gallwey, İş Hayatında Zihin Oyunları,Sola Unitas Yay., İstanbul 2020.
[3] Michael Singer, Özgür Ruh, Sola Unitas Yay., İstanbul 2022